Web tasarım süreci; analiz, yapılandırma, tasarım ve yazılım adımlarıyla stratejik şekilde planlanmalı ve profesyonelce yürütülmelidir.
Bir web tasarım projesinin temeli, doğru ve net bir ihtiyaç analizine dayanır. Bu aşama, web sitesinin hangi amaçlarla kullanılacağı, hedef kitlesinin kimler olduğu, hangi işlevleri yerine getirmesi gerektiği gibi sorulara cevap aramakla başlar. Kurumların dijital varlıklarını güçlendirmeleri için ilk adımda stratejik planlama çok önemlidir. Peki, site bilgilendirici mi olacak, ürün/hizmet mi satacak yoksa başvuru toplamak gibi bir misyon mu üstlenecek? Bu sorulara verilecek yanıtlar, sonraki tüm sürecin yönünü belirler.
Kurumsal ajanslar olarak bizler, müşterilerimizle detaylı brief görüşmeleri yaparak, onların hedeflerini tam anlamıyla analiz ederiz. Bu süreçte KPI (Başarı Performans Göstergeleri) belirlemek, başarıyı ölçülebilir kılar. Örneğin, bir e-ticaret sitesi için dönüşüm oranı bir KPI olabilirken; bir kurumsal tanıtım sitesi için ziyaret süresi daha anlamlı bir metrik olabilir.
SWOT analizi gibi stratejik planlama araçları da bu aşamada devreye girebilir. Kurumun güçlü ve zayıf yönlerinin dijital platformlara nasıl yansıtılacağına karar verilir. Hedefler belirlendikten sonra, bunlara ulaşmak için kullanılacak araçlar, teknolojiler ve yöntemler taslak olarak şekillenir. Net hedefler olmadan yapılan tasarımlar, hem zaman hem de kaynak israfına neden olabilir.
Proje hedefleri netleştirildikten sonra sıra, projenin kapsamının belirlenmesine gelir. Bu aşama, web sitesinde yer alacak sayfaların, içerik türlerinin ve işlevlerin detaylı şekilde listelendiği süreçtir. Site haritası (sitemap) bu noktada oluşturulur. Peki, neden bu kadar önemli? Çünkü kapsam net olmazsa projede sık sık değişiklik yapılmak zorunda kalınır, bu da bütçe ve zaman aşımı anlamına gelir.
İçerik mimarisi, kullanıcıların sitede kolaylıkla dolaşmasını sağlayacak şekilde tasarlanmalıdır. Kullanıcı deneyimi (UX) ilkeleri burada devreye girer. Örneğin, bir ziyaretçi ana menüden ürünlere ulaşmak istiyorsa, bu yol mümkün olduğunca kısa ve sade olmalıdır. Ayrıca bilgi mimarisi (IA) kapsamında içeriklerin gruplanması, kategorilendirilmesi ve etiketlenmesi yapılır.
Kurumsal ajanslar olarak biz, müşterilerimizin içerik yapılarını inceler, persona analizleri ile hedef kitlenin dijital alışkanlıklarını tespit eder ve buna uygun içerik yerleşimi planları oluştururuz. Bu aşama, tasarımın temel iskeletini oluşturduğu için dikkat ve özen gerektirir. Yapılacak bir hata, kullanıcıların siteyi terk etmesine neden olabilir. İçerik mimarisi güçlü bir temel oluşturduğunda, sonraki adımlar daha hızlı ve sağlıklı ilerler.
Tasarım süreci, hem görsel estetiğin hem de fonksiyonelliğin harmanlandığı en yaratıcı aşamadır. Peki, bir tasarımı başarılı kılan nedir? Renkler mi, tipografi mi, yoksa animasyonlar mı? Aslında hepsi ve daha fazlası. Ancak unutulmaması gereken en önemli şey, tasarımın sadece güzel değil; aynı zamanda kullanılabilir olması gerektiğidir.
Kurumsal yapımıza uygun şekilde, tasarımlarımızda marka bütünlüğünü ön planda tutarız. Renk paletleri, font seçimleri, logo kullanımı gibi tüm detaylar markanın kurumsal kimliğini yansıtmalıdır. Örneğin, bir hukuk bürosu için seçilecek renkler ile bir çocuk giyim markası için seçilecek renkler aynı olmayacaktır. Burada renk psikolojisi gibi teknik bilgiler ışığında kararlar alınmalıdır.
Responsive tasarım yani farklı cihazlarda uyumlu görünüm, günümüzün olmazsa olmazlarındandır. Kullanıcıların büyük kısmı mobil cihazlar üzerinden sitelere eriştiğinden, mobil öncelikli bir tasarım yaklaşımı benimsenmelidir. Bunun yanı sıra UI (Kullanıcı Arayüzü) tasarımı da büyük önem taşır. Kullanıcının aradığına kolayca ulaşabilmesi, formların hızlı doldurulabilmesi gibi detaylar, site kullanımını doğrudan etkiler.
Tasarım sürecinde prototipleme araçları (örneğin Figma, Adobe XD) kullanılarak müşterilere interaktif demo sunmak, işin yönünü netleştirmede büyük fayda sağlar. Kurumsal bir ajans olarak biz, her tasarım kararını somut verilerle destekleyerek müşterilerimizin işine en uygun tasarımı sunarız.
Tasarım onaylandıktan sonra işin teknik boyutu başlar: Yazılım geliştirme. Bu aşamada, tasarlanan arayüzlerin hayata geçirilmesi ve sitenin tüm işlevlerinin çalışır hale gelmesi sağlanır. Hangi yazılım dili kullanılacak? HTML5, CSS3, JavaScript, PHP veya Python gibi teknolojiler mi tercih edilecek? Bu soruların cevabı projenin kapsamına ve ihtiyaçlarına göre değişir.
İçerik yönetim sistemleri (CMS) genellikle bu aşamada entegre edilir. WordPress, Joomla veya özel yazılım çözümleri tercih edilebilir. Hangi çözümün uygun olduğu, müşterinin teknik bilgisine ve ihtiyaçlarına göre belirlenir. Örneğin, sık içerik güncellemesi yapılacak bir blog sitesi için WordPress ideal olabilir.
Yazılım geliştirme tamamlandıktan sonra test süreci başlar. Fonksiyonel testler, tarayıcı uyumluluk testleri, performans testleri ve güvenlik testleri yapılır. Özellikle formlar, alışveriş sepetleri, ödeme sistemleri gibi interaktif alanların kusursuz çalıştığından emin olunmalıdır.
Site yayına alınmadan önce SEO uyumluluğu kontrol edilmelidir. Başlık etiketleri, meta açıklamaları, sayfa hızları, mobil uyumluluk gibi faktörler değerlendirilir. Yayınlama süreci, domain yönlendirmesi ve sunucu kurulumu gibi teknik adımları içerir. Kurumsal ajanslar olarak biz, yayına alma sonrası destek hizmeti de sunarak müşterilerimizin sorunsuz bir dijital varlığa sahip olmasını sağlıyoruz.
Son olarak, yayına alınan sitenin performansı düzenli olarak izlenmeli ve analiz edilmelidir. Google Analytics, Search Console gibi araçlarla veri toplanmalı ve gerekli iyileştirmeler yapılmalıdır. Çünkü web tasarım bir varış noktası değil, sürekli gelişen bir süreçtir.